Whisky

SINEMAİNCELEME

Cansın Özel

7/27/20252 min read

Zeki Demirkubuz’un “Filmden çıktığımda otelin yolunu şaşırdım, darmadağın oldum.” sözleriyle bahsettiği “Whisky”, Cannes Film Festivali’nde “FIPRESCI”, Goya Ödülleri'nde “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisi başta olmak üzere birçok festivalden ödülle dönmeyi başaran çarpıcı bir film. 2004 yılı, Uruguay yapımı (Komedi/Dram türündeki) bu film esasında oldukça “sıradan” hayatların ve küçük anların insan hayatında ne gibi etkiler yarattığını göstermesi açısından oldukça “sıra dışı” ve “etkileyici” bir yerde konumlandırılabilir. Juan Pablo Rebella ve Pablo Stoll‘un birlikte yönettiği, 100 dakikalık filmin başrollerindeki üç ismin de daha önceden herhangi bir filmde rol almadıklarını söylemek gerekiyor. Bu bilgi bilhassa oyuncuların performanslarının etkileyiciliğine tanık olduğunuzda sizi çok daha fazla ilgilendiriyor. Zeki Demirkubuz’un filmle ilgili olarak sarf ettiği: “…22-23 yaşında falan iki arkadaş çekmiş. İnsan bu yaşta yaşamın bu yanını böyle bir farkındalıkla görür, bir de bunu anlatırsa yaşayamaz, intihar eder…” sözünü ispatlarcasına yönetmenlerden Juan Pablo Rebella’nın hayatına 2006 yılında son verdiğini öğrenmek ise canınızı acıtıyor.

Film esas itibariyle küçük bir çorap üretim fabrikası sahibi olan Jacobo, fabrikada onun eli, ayağı konumunda olan personel Marta ve Jacobo’yu ziyaret eden ve uzun zamandır görüşmediği, mesafeli bir iletişimde olduğu kardeşi Herman karakterlerinin etrafında gelişiyor. Öyle ki Jacobo ve Marta’nın “sıradan, rutin ve tekdüze” yaşamı, film içerisinde defalarca tekrar eden sahnelerle aktarılıyor. Yine kardeşi Herman’ın kendisini ziyaret etmesi üzerine Jacobo’nun Marta ile dahil oldukları “evli çift” oyununun bu üçlünün hayatındaki etkisinin oldukça yalın ama bir o kadar da çarpıcı bir tarzda ele alındığını söyleyebilmek mümkün.

Filmi izledikten sonra özellikle Jacobo karakterinin dış dünyaya karşı takındığı “kayıtsız, mesafeli ve sosyal/insani ilişkilerden izole” görüntüsünün ve “gönüllü/bilinçli bir seçim” olduğu varsayılan yalnızlığının ne kadar aldatıcı olduğu, her insanın temelde sevmek/sevilmek ihtiyacı duyduğu üzerine düşündüm. Yine Jacobo karakteri ile çalışan Marta’nın renksiz ve sıradan hayatının, Jacobo’nun sosyal, iletişim yeteneği yüksek ve enerjik kardeşiyle tanışması akabinde nasıl dönüştüğünü görmek, insanların çoğu zaman yalnızlıktan pek de hoşlanmadığını ancak olumsuz iletişimlerden ve bu iletişimlerin yarattığı hasarlardan kendilerini korumak amacıyla adeta bir “mesafe” zırhına sarıldıklarını ortaya koyuyor. Filmin ayrıca kardeş kıskançlığı, aile üyelerinin sorumluluğunu yalnızca tek bir kardeşin üstlenmesinin sebep olduğu hasar ve haksızlık duygusu gibi temalara da temas ettiğini söylemek mümkün. Öte yandan filmin tüm bu ağır ve ciddi temalara rağmen konuyu ele alma tarzının oldukça özgün bir mizah içerdiğini de gözden kaçırmamak gerekiyor. Filmin adını nereden aldığı ise ancak filmi izleyenlerin keşfedeceği bir bilgi…

Sonuç itibariyle Whisky, Zeki Demirkubuz’un da vurguladığı üzere izleyenleri film sonrasında yaşamları ile ilgili bir muhasebe yapmaya davet etmesi bakımından kesinlikle izlenmeyi hak eden bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Cansın Özel

Ordu, 2025